Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
in for something
in for something
Geçmiş
Cümleler
"in for something"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Colloquial
1
Konuşma Dili
in for something
expr.
kötü bir şey geçirmek üzere
2
Konuşma Dili
in for something
expr.
başına kötü şeyler gelmek üzere
"in for something"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 114 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Idioms
1
Deyim
in the mood (for something)
expr.
(bir şey) havasında
Tom isn't
in the mood.
Tom
havasında
değil.
More Sentences
2
Deyim
in the mood (for something)
expr.
(bir şey) modunda
I'm not
in the mood
to go to a party.
Bir partiye gitme
modunda
değilim.
More Sentences
General
3
Genel
go in for something
f.
katılmak
Phrasals
4
Öbek Fiiller
cash something in (for something)
f.
bir şeyi (bir şeye) çevirmek
5
Öbek Fiiller
cash something in (for something)
f.
bir para birimini başka bir para birimine çevirmek
6
Öbek Fiiller
cash something in (for something)
f.
bir para birimini bozdurmak
7
Öbek Fiiller
cash something in (for something)
f.
hisse senedi, ipotek bozdurmak
8
Öbek Fiiller
cash something in (for something)
f.
bir şeyi nakde çevirmek
9
Öbek Fiiller
cash something in (for something)
f.
oyun fişlerini nakde çevirmek/bozdurmak
10
Öbek Fiiller
chip in (with something) (for something) (for someone)
f.
birine hediye almak için toplanan paraya bir miktar katkıda bulunmak
11
Öbek Fiiller
chip in for (something)
f.
kişilerin aralarında topladığı paraya katkıda bulunmak
12
Öbek Fiiller
chip in for (something)
f.
toplanan bir paraya katkıda bulunmak
13
Öbek Fiiller
chip in for (something)
f.
bir fona katkı sağlamak
14
Öbek Fiiller
chip in for (something)
f.
bağışta bulunmak
15
Öbek Fiiller
chip in for (something)
f.
(pokerde, kumar masasında) bahis için ortaya para sürmek
16
Öbek Fiiller
chip in with (something) for (something)
f.
kişilerin (bir şey için) aralarında topladığı paraya (bir miktar) katkıda bulunmak
17
Öbek Fiiller
chip in with (something) for (something)
f.
(bir şey için) toplanan bir paraya (bir miktar) katkıda bulunmak
18
Öbek Fiiller
chip in with (something) for (something)
f.
(bir şey için) oluşturulan bir fona (bir miktar) katkı sağlamak
19
Öbek Fiiller
chip in with (something) for (something)
f.
(bir şey için bir miktar) bağışta bulunmak
20
Öbek Fiiller
come in for (something)
f.
(bir şey) için bir şeye/yere girmek
21
Öbek Fiiller
come in for (something)
f.
(bir şey) için içeri gelmek
22
Öbek Fiiller
come in for (something)
f.
(bir şey) için bir şeye/yere gelmek
23
Öbek Fiiller
come in for (something)
f.
(bir şeye) maruz kalmak
24
Öbek Fiiller
come in for (something)
f.
(ceza, eleştiri) almak
25
Öbek Fiiller
come in for (something)
f.
(bir şeyi) hak etmek
26
Öbek Fiiller
count someone in (for something)
f.
birini (bir şey için) dahil etmek
27
Öbek Fiiller
count someone in (for something)
f.
birini (bir şeyin) içerisinde saymak
28
Öbek Fiiller
count someone in (for something)
f.
birini (bir şeye) dahil etmek
29
Öbek Fiiller
count someone in (for something)
f.
birini (bir şeye) katılacakların/dahil olacakların arasında saymak
30
Öbek Fiiller
put in for (something)
f.
(bir şey) için başvuruda bulunmak
31
Öbek Fiiller
put in for (something)
f.
(bir şeye) başvurmak
32
Öbek Fiiller
put in for (something)
f.
(bir şeye) adaylığını koymak
33
Öbek Fiiller
root around in (something) for (something)
f.
(bir şeyi) bulmak için (bir şeyin) içini didik didik aramak
34
Öbek Fiiller
rummage around in (something) for (something)
f.
(bir şey) bulmak için (bir şeyi) arayıp taramak
35
Öbek Fiiller
rummage around in (something) for (something)
f.
(bir şey) bulmak için (bir şeyin) altını üstüne getirmek
36
Öbek Fiiller
rummage around in (something) for (something)
f.
(bir şey) bulmak için (bir şeyin) her tarafını aramak
37
Öbek Fiiller
rummage around in (something) for (something)
f.
(bir şey) bulmak için (bir şeyi) didik didik aramak
38
Öbek Fiiller
rummage around in (something) for (something)
f.
(bir şeyi) karıştırıp (bir şey) bulmaya çalışmak
39
Öbek Fiiller
send in for (something)
f.
(bir şeyi) sipariş etmek
40
Öbek Fiiller
send in for (something)
f.
(bir şeyin) siparişini vermek
41
Öbek Fiiller
send in for (something)
f.
(bir şey) yapılması için göndermek
42
Öbek Fiiller
send in for (something)
f.
(bir şey) yapılması için teslim etmek
43
Öbek Fiiller
send in for (something)
f.
(bir şey) yapılması için vermek
44
Öbek Fiiller
send in for (something)
f.
(tamire) vermek/bırakmak
45
Öbek Fiiller
swap in (for something)
f.
(bir şeyle) değiştirmek/değiş tokuş etmek
46
Öbek Fiiller
swap in (for something)
f.
(bilgisayarda) bir değeri eş değer bir değişkenle değiştirmek
47
Öbek Fiiller
trade (something) in for (something)
f.
(bir şeyi bir şeyle) değiştirmek
48
Öbek Fiiller
trade (something) in for (something)
f.
(eski bir şeyi verip başka bir şey) satın almak
49
Öbek Fiiller
trade (something) in for (something)
f.
aradaki farkı ödeyip (eski bir şeyi yeni bir şeyle) takas etmek
50
Öbek Fiiller
trade (something) in for (something)
f.
(bir şeyi) verip onun değerini (başka bir şeyin) bedelinden düşürerek o şeyi satın almak
51
Öbek Fiiller
root around in (something) for (something)
f.
(bir şeyi) bulmak için (bir şeyin) altını üstüne getirmek
Phrases
52
İfadeler
in line for something
expr.
bir şey için aday
53
İfadeler
in line for something
expr.
bir şey için sırada
54
İfadeler
in return for (something)
expr.
(bir şeye) karşılık olarak
55
İfadeler
in return for (something)
expr.
(bir şey) karşılığında
56
İfadeler
in return for (something)
expr.
(bir şey) mukabilinde
57
İfadeler
in return for (something)
expr.
(bir şeyin) karşılığı olarak
Colloquial
58
Konuşma Dili
be in no mood for (something)
f.
(bir şey) modunda olmamak
59
Konuşma Dili
be in no mood for (something)
f.
(bir şey) havasında olmamak
60
Konuşma Dili
be in no mood for (something)
f.
(bir şeyi) çekemeyecek olmak
61
Konuşma Dili
be in no mood for (something)
f.
(bir şeye) katlanamayacak olmak
62
Konuşma Dili
be in no mood for something/for doing something
f.
bir şey modunda/bir şey yapacak modda olmamak
63
Konuşma Dili
be in no mood for something/for doing something
f.
bir şey havasında/bir şey yapacak havada olmamak
64
Konuşma Dili
be in no mood for something/for doing something
f.
bir şeye katlanabilir/katlanamayacak olmak
65
Konuşma Dili
be in for something
f.
kötü bir şey geçirmek üzere olmak
66
Konuşma Dili
be in for something
f.
başına kötü şeyler gelecek olmak
67
Konuşma Dili
be in for something
f.
yarışmaya katılmak
68
Konuşma Dili
be in for something
f.
yarışa girmek
69
Konuşma Dili
be in for something
f.
bir şey için katılmak
70
Konuşma Dili
be in for something
f.
bir işi almaya çalışmak
71
Konuşma Dili
in mistake for (something)
expr.
(bir şeye) benzeterek
72
Konuşma Dili
in mistake for (something)
expr.
(bir şey) sanarak
73
Konuşma Dili
in mistake for (something)
expr.
(bir şeyle) karıştırarak
74
Konuşma Dili
in mistake for something
expr.
bir şey sanıp
75
Konuşma Dili
in the mood for (something)
expr.
(bir şey) havasında
76
Konuşma Dili
in the mood for (something)
expr.
(bir şey) modunda
77
Konuşma Dili
in the mood for (something)
expr.
(bir şey) isteğinde
78
Konuşma Dili
in the mood for (something)
expr.
(bir şey) canı çeken
Idioms
79
Deyim
let someone in for something
f.
başına sarmak
80
Deyim
go in for something
f.
bir şeyden keyif almak
81
Deyim
go in for something
f.
bir şeyi düzenli olarak yapmak
82
Deyim
let someone in for something
f.
birini bir şeye bulaştırmak
83
Deyim
go in for something
f.
bir şeyden zevk almak
84
Deyim
let oneself in for something
f.
kaşınmak/aranmak
85
Deyim
find (oneself) in the market for (something)
f.
(kendini bir şeyin) peşinde bulmak
86
Deyim
find (oneself) in the market for (something)
f.
(kendini) piyasada (bir şey) ararken bulmak
87
Deyim
find (oneself) in the market for (something)
f.
piyasaya düşmek
88
Deyim
be in line for something
f.
bir şey için sırada olmak
89
Deyim
be in line for something
f.
bir şey için aday olmak
90
Deyim
be in the mood for (something)
f.
canı (bir şey) istemek
91
Deyim
be in the mood for (something)
f.
(bir şey) havasında olmak
92
Deyim
be in the mood for (something)
f.
canı (bir şey) çekmek
93
Deyim
be in the mood for something/for doing something
f.
canı bir şey/bir şey yapmak istemek
94
Deyim
be in the mood for something/for doing something
f.
bir şey/bir şey yapma havasında olmak
95
Deyim
be in the mood for something/for doing something
f.
canı bir şey/bir şey yapmayı çekmek
96
Deyim
be in contention (for something)
f.
(bir şeyi) kazanma şansı olmak
97
Deyim
be in contention (for something)
f.
(bir şey için) yarışmak
98
Deyim
have (one) in (for something)
f.
(birini bir şey için) eve çağırmak/davet etmek
99
Deyim
have something in mind (for something)
f.
(bir şey, iş, pozisyon, konum için) aklında biri/bir şey olmak
100
Deyim
pay (for something) in advance
f.
(bir şeyi) önden ödemek
101
Deyim
pay (for something) in advance
f.
(bir şey için) önden ödeme yapmak
102
Deyim
in the market for (something)
expr.
(bir şey) arayışında
103
Deyim
in the market for (something)
expr.
(bir şey) peşinde
104
Deyim
in the market for (something)
expr.
(bir şey) talebinde
105
Deyim
in the market for (something)
expr.
(bir şeye) sahip olma isteğinde
106
Deyim
in the market for (something)
expr.
(bir şey) alma niyetinde
Slang
107
Argo
in the hole for (something)
expr.
(bir miktar para) içeride
108
Argo
in the hole for (something)
expr.
(bir miktar para) borçlu
109
Argo
in the hole for (something)
expr.
(bir miktar parası) eksik
110
Argo
in the hole for (something)
expr.
(bir süreliğine) darda
111
Argo
in the hole for (something)
expr.
(bir süreliğine) paraya sıkışık
112
Argo
in the hole for (something)
expr.
(bir süreliğine) maddi sıkıntıda
113
Argo
in the hole for (something)
expr.
(bir süreliğine) hücrede/hücreye
114
Argo
in the hole for (something)
expr.
(bir şey) yüzünden hücrede/hücreye
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of in for something
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy